top of page
FB_IMG_1630938161410.jpg

The Muhammed Mehdi

Hakikat Güzeldir.

Risale-i Nur'un Şahsımanevisi'nin başında bulunan 45 yaşındaki Umut Asma; "Nur Kandilli gizli ve açıktan tutuşturuldu, Seyyidler Cemaatiyle birlikteyiz" dedi.

Ana Sayfa: Hoş Geldiniz
Untitled

Mehdi

"Kur'an'ı Kerim'in bir Beta yazılımı..

Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife; imanını kurtarmaktır, başkaların imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır. Sakın, benlik ve gurura medar şeylerden çekin. Tevazu, mahviyet ve terk-i enaniyet, bu zamanda ehl-i hakikata lâzım ve elzemdir. Çünki bu asırda en büyük tehlike, benlikten ve hodfüruşluktan ileri geldiğinden; ehl-i hak ve hakikat, mahviyetkârane daima kusurunu görmek ve nefsini itham etmek gerektir. Emirdağ-1 - 62

Ana Sayfa: Hakkında
Untitled

- Bismillahirrahmanirrahîm
- İNANANLARI ÜZERİMİZE BİR BORÇ OLARAK KURTARACAĞIZ..
BURSA/(GMP)-  Merhametliler merhametlisi Şanı Yüce Allah kendisine inananları, başlıkta belirtilen Yunus Suresi 103. ayetinde ki vaâdiyle kurtaracağını müjdelemiş ve Sâdık-ul  Va'd ismi ile ve "Allah Va'dinden Asla Dönmez" hadisi kutsisi ile kalblere su serpmiştir. İnsanları diğer canlılardan ayıran ve üstün kılan elbette akıl mekanızmasıdır. Hayal duygusu ile birleştirildiğinde, kainatın göremediğimiz yerlerini de bu iki yetenek ile resm ederiz.Akıl ve hayal sahibi bir insan, eğer bir yaratıcının var olduğunu ve tekrar diriltileciğini bilmez ise; ömrünün (35 yaş ortalama) yarısından itibaren hayat skalası çıkıştan inişe, toprağa dönüş yönüne doğru hareket ettiği için telaşe düşer. Göz göre göre, bile bile ölüme gitmek fikrini, aklı devamlı getirir önüne koyar. Hayal mekanızması ise "toprak altında çürüdüğü" anı aklına resm eder. Bu dehşet verici karanlıklı gelecek korkusunu ötelemek için kendine meşguliyet arar. Malayani tabir edilen sinema, tiyatro, eğlence gibi oyuncaklarla vakit geçirmeye başlar. Aklı  tacize devam ettiği için kafasını alkol vb. maddelerle uyuşturur. Daha ölmeden binlerce kez ölür.İşte bu yüzden 'Fetret' dönemi denilen; Allah'tan haber verilmeyen zaman dilimi olan İSA ALEYHİSSELAM'DAN, PEYGAMBERİMİZ OLAN MUHAMMED ALEYHİSSELATU VESSELAMA KADAR OLAN ZAMAN DİLİMİNDE YAŞAYANLAR (zalimler hariç) ALLAH'IN MERHAMETİNE MÜSTEHAKDIRLAR..Günümüzde ise; Allah'ın varlığından şüphe edenler ve dinsizler, bahsi geçen dehşeti yaşarlar. ABD ve İSRAİL gibi Kitap ehli ülkeler, hakikatte 'bir olan Allah'a değil, kendi ideolojileri olan kalplerindeki öyle olmasını istedikleri TAGUT'a taparlar. Bu tagut denen yapay tanrı onların akıllarında tekrar diriltmeyi ispat edecek hayali kurdurumadığı için, kendi taptıklarından da şüphede olduklarından, "ÖLMEMEK ÜZERE YAŞAMAYI ARZU EDER, KALAN ZAMANLARINI LÜX İÇİNDE YAŞAMAK İÇİN MAZLUMLARIN KANLARINI DÖKMEKTEN HAYÂ ETMEZLER. YA ZALİM YA CANAVAR OLURLAR.İşte; Allah'a ve ahiret gününe inananlar, hayâ sahibi vicdan sahibi olduklarından, bu dünyada misafir olduklarını ve bir yaratıcının ihsanı ve ikramı ile vücudlarındaki azalarının mükemmel bir geometri ile yerleştirildiğini bilirler. Sözün özü; İNANANLAR; Allah'ın (cc) vaâdindeki "KABİR KAPISI MÜMİNLER İÇİN DÂR-I SAADETE AÇILAN BİR KAPIDIR" sözüne istinad ederek, dünyadaki ömürlerini UFUKTA CENNET VAR teyiti ile ferah içinde yaşarlar. ÖLÜMDENDE KORKMAZLAR.

Ana Sayfa: Bismillahirrahmanirrahîm
Untitled

- TABİAT FELSEFESİNİ YIKAN HAKİKAT!
BURSA/(GMP)- Eflatun, Aristo, İbni Sina ve Ömer Hayyam gibi, varoluş felsefesi üreten filozofların açtığı yeraltı tüneline girenleri saplandığı bataklıktan çıkaracak hakikat; tüm lise talebelerini yakından ilgilendiriyor.15-19 yaş arasındaki gençlerin geleceğe dair akıllı hareket etmek için beyin jimnastiği yaptığı, felsefecilerin sloganvari janjanlı varoluş fikirlerinin içi; uydurulmuş boş palavralar çıktı. MEVLANA'nın Aşk yolu ile yakınlaştığı Alemlerin Rabbi olan Allah'ın, esma ve sıfatlarını softlaştırarak Hintlilerin Buda' ismini verdikleri tagut'a ithaf eden Hintli filozoflar, Allah'a şayeste olan şükran ve minnetleri gasb ederek, kendi oluşturdukları ideolojiye sevk ediyorlar. Felsefe yaparak ünlenen geçmişteki deha sahibi dahilerin, şöhretin başdöndüren büyüsüne kapılarak hadlerini aştığı, çıkmaza giden yola bile bile küstahça girdikleri ve peşinden hakikati arayan insanları da bu çıkmaza sürüklediklerini, HAKK VE HAKİKAT TALEBESİ Umut Asma haberine taşıdı.Akıl ve mantık üzerinden yürüyen yerli ve yabancı filozoflar, teorilerini kat'i gibi lanse edip akıllarını erdiremedikleri (bir yaratıcının varolduğuna İman etmek ile yerine otutturulacak kainattaki denge ve hayat) tesadüfe vererek, getirmiş olduğu fikirleri benimseyenlerin iç dünyasında; bile bile dönmemek üzere ölüme gitmek gibi dehşet bir ihtimali akl ettirerek, gözlerinin içine baka baka işkence ettikleri insanların alkışlarını da alıp, firavunlaşmış akıllarını sadistliğin en zirvesine taşımışlardır. Allah'ın (cc) 6 günde yarattığım buyurduğu kainat ve insanlar ile alakalı ayeti; ahiret gününüde kapsadığı için bu altı gün'ün henüz içindeyiz. Allah katındaki altı günü işaret eden her bir günü gösteren tabelaları bu gün burada toplasak ve yönlerini o kast edilen altı güne çevirsek, ilk 5 günü gösteren işaretler namaz vakitlerindeki yönler ve 6. günü işaret eden yön ise gece teheccüd namazındaki en son günü (Ahireti) temsil eden pergelin cedvelidir. İşte bize göre belki milyar yıl olması muhtemel bu 6 GÜN tabirinin bir hülasası bir özeti olan KUR'AN-I HAKİM tüm kainatın ilmine Hakim olduğundan; bütün zamanları ve eşyayı bir anda görüyor.İnsanların geleceğe dair planları için doğru düşünebilen akılları hazırlamak elbette ve elbette KUR'AN-I MUCİZ-ÜL BEYAN'IN İŞİDİR.-İŞTE GERÇEĞİN TA KENDİSİ!
Dipnot: Kur'an akla kapı açar iradeni elinden almaz.

Ana Sayfa: - TABİAT FELSEFESİNİ YIKAN HAKİKAT!
Untitled

- GİRİŞ/GELİŞME/SONUÇ!
- İŞTE DAR FELSEFENİN GENİŞ AÇISI!
BURSA/(GMP)- Tohumun; Toprağa atılması: Giriş.Filizlenmesi: Gelişme.Sünbüllenmesi: Sonuç. (Bu dar felsefenin bakış açısıdır) Nasıl ki, PRINTER'den çıktı aldığımız zaman, boş bir kağıtta noktaların birleşimler sonucunda görsel meydana gelir, aynen öyle de; Lehv-i Mahfuz'da ahirete kadar bütün kainatta yaratılacak olan suretlerin programları hazır olarak durmakta ve "Hâme-i zerrîn-i kudret" denilen kudret kalemiyle, herbir hücreyi oluşturan topraktan müteşekkil zerreler vasıtasıyla, zaman şeridinde en ince pixeline kadar hatasız olarak bu suretler yazılmakta ve insanın özgür iradesi ile nerede ve ne zaman ne yapacağı hususunda hareketleri program hazırlayıcının bilgisi dahilinde olup, oluşturulan o suret sahibi o an orada ZERRE mürekkebi ile yazılmaktadır. Gören bir GÖZ'ü oluşturan zerreler, topraktan meyve veya ekmek vasıtası ile geldiğini örneklersek; o zerrenin göze kadar ulaşabilmesi için ya yolu biliyor olması yada Mutlak bir ilim ve kudret sahibinin o zerreyi yönlendirmesi gerekirki, GÜNEŞ'i gökkubbesine çakan çekiç sahibi ancak bu zerreyi göz bebeğine yerleştirebilir. HERTZ denilen dalga boyu tabiri, akan bir maddenin (ışık veya ses) sabit olarak hissedilmesinin saniyede kaç defa flash ettiğini tanımlar. Örneğin, elektrik 1 saniyede 70 -100 arası titreşimle kendini hissettirir ve varlığını teyit ettirir. İşte Kudret Kalemiyle; Allah'ın, yarattığı eşyadaki dalga boyu ise bir ÂŞİRE'DİR.(saniyenin milyarda biri kadar olan zaman). 'Dünya ahiretin tarlasıdır' sözünü hepimiz biliriz. Ancak bunu kendi kafamızda tasavvur yani resm ederken hayal gücümüz biraz noksan kalıyor. Bunu akıl mihenk'i ile anlaşılabilecek bir formatta ifade edelim. Nasılki bir tohumu toprağın altına KARANLIK bir aleme defn ederiz, gömeriz; o tohum Allah'ın kudretiyle çatlar ve bambaşka IŞIKLI bir alem olan hava aleminde filizlenir ve  meyvesini verir.Bu misal gibi; insanın ergenlik yaşına kadar ki olan kısmı GİRİŞ, yaşadığı hayat ve ölümü GELİŞME, ve Mahkeme-i Kübra'daki neticesi ise SONUÇ! olarak bu pergelin uç noktasını oluşturur.Akıl yolu ile anlayacağımız misalleri, kullarına Kur'an yolu ile bildiren Cenab-ı Hakk, kendi zatını gizli (BATIN) tutup, esmalarını görünür (ZAHİR) kılarak, akıl mekanizmamıza numune ispatlar ile kalbimize tasdik ettirmek için böyle misaller getiriyor.

Ana Sayfa: - GİRİŞ/GELİŞME/SONUÇ!
Untitled

- SENİN MABUD'UN KİM?
- İŞTE VAROLUŞ GAYESİ!
BURSA/(GMP)- 200 bin yıllık insanlık tarihinde bu dünyada konaklayan milyarlarca insanın topraktan gelip yaşayıp, tekrar toprağa dönmesiyle hedeflenenin ne olduğu tam anlamıyla Kur'anın tefsir edilmesiyle gün yüzüne çıkıyor.Örneğin; önceki yüzyıllarda Kur'an-ı Kerim'i tefsir edenler, o çağın fehmine anlayışına göre ayetleri izah etmişler ve insanların akıllarının yanısıra kalb ve vicdanlarıda mutmain olup huzur-u kalb ile yaşamışlardır.Ahir zaman tabir edilen günümüzde ise, bu zamanımıza bakan anlayış ile Kur'an-ı Mucizülbeyan'ın ifade ettiği hakikatleri tefsir eden "SÖZLER" mecmuasını yazarak tahsil eden Gazeteci Umut Asma edindiği bilgileri kamuoyu ile paylaşıyor. Bir GÜZEL AŞIK İSTER! Eğer aşığı olmazsa bir güzelin, o güzelin güzelliği neye yarar.Bu sırra binaen; Allah bilinmek ve bildirmek için özgür hür iradeli akıl sahibi insanları yarattı ki; kendisinin 1001 ismi en güzel o aynalarda yansısın.Şan'ı çok yüce olan Allah, bu aynalarda (insanda) CEMİL ismini güzelliğimizde, REZZAK ismini varlığımızın devamında, RAHMAN ismini ise kimse gönül koymasın diye herkezi yaratarak tecelli ettiriyor. Rızklara kefil olan Ganiğ-i Mutlak; ailelere "Çocuklarınızı (Kürtaj vs.) öldürmeyin" buyurarak, insan aynalarında HAYY isminin tecelli etmesine vesile olan annelerinde ayaklarının altına cenneti seriyor. Eğer bizi Allah sınavdan geçirmese idi gerçekten çok abes olurdu. Nasıl ki, aşık ma'şûk ister! Rabbimizin bize aşık olduğunu bilip, ma'şûk olmamız gerek, yani biz de bu aşka karşılık veren bir müştâk aşık olalım ki, HAYY isminin tecellisinin ne kadar yüksek bir rütbe ve şeref olduğunu idrak edelim ve gelecek nesillerede bu nimeti tattırmak için yuva kuralım.Peki, bizi en mükemmel bir tarzda yaratıp, aşktan daha üstün olan Rahman ismi ile bize aşık olan Cemil-i zül Cemal'e biz nasıl aşık olacağız?TANIDIKÇA! Evet. Nasıl ki insan insanı tanıdıkça sever, öyle de; Marifetullah denilen Allah'ı esmalarından tanıdıkça, bizim iştiyakımız ve muhabbetimiz artıyor. Bu ise Rabbimize karşı her zaman muhtaçlığımızı hissetmek ve ona yalvarıp ondan yardım dilemektir. Nasıl ki bir evlad babacığım der, elini öper harçlığı kapar; bizler kul olarak, Yaratıcımız olan ve herşeye gücü yeten Rabbimize iltica ederek en güvenli sine'ye yaslanırız. Onsekiz bin Alemin Rabbi olan Allah, tüm isimlerin en güzel yansıdığı ve en parlak bir ayine-i müştâk olan Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam'ı EZEL'de bildi ve habibimdir buyurduğu Muhammed ismini de verdiği ve diğer insanların da yaşayışta habibi Muhammed Mustafa'ya (s.a.v.) benzemelerini emir ve tavsiye ettiği Allah (cc)'n bu emrini dinleyenler Mabutlarına; Mahbubiyet makamında kavuşuyorlar. ALLAH'IN ŞAN'I ÇOK YÜCEDİR.

Ana Sayfa: - SENİN MABUDUN KİM?
Untitled

- KUDDÜS İSM-İ AZAM'I İNSANDA ABDEST İLE PARILDIYOR!
BURSA/GMP)- İnsanoğlunun el değmediği yerlerin temiz olduğunu görsel ispatlarla; orman ve dağlarda çoğumuz fark etmişizdir.Tabiat ismi ile anılan yeryüzünün yeşil güzellikleri bulunan yerlerde temizliğin kendi kendine oluyormuş gibi bir izlenim oluştuğu için tabii güzellikler denilen bu yerler; aslında tabiat değil, Allah'ın Kuddüs isminin tecelli ettiği zeminlerdir. Tüm yeryüzünü Kabza-i Tasarrufunda bulunduran Allah (cc) yeryüzünü temiz kıldığı gibi özgür hür iradeli insanların da temiz olmasını emr eder.Yaratılmış canlıların (insan hariç) tümü; yeryüzünü temizleme görevi verildiğinden kendileri haberi olmadan bu işi yaparlar. (Tıpkı yere düşen ekmek kırıntısını toplayan karınca gibi)  Kainat; insanoğlunun yaşaması için boyun eğdirilmiş hizmetkârdır. Ancak, Allah öyle bir tarzda bu kainati dengelemiştir ki; herşey bir döngü içerisindeymiş gibi hareket eder. Bu ise; insanların akıllarındaki özgür iradeleri ile Allah'ın varlığını bizzat inanarak kalb ile kabul etmesi içindir. Dinde zorlama yoktur diye bir deyim vardır; İşte bu sadece inanarak ve isteyerek Allah'a kulluk etmeleri içindir. İKRA! BESMELE OKU! EMRİNE UYANLAR; AKILLARINDA, VİCDANLARINDA VE RUHLARINDA ALLAH'IN VARLIĞINA KANAAT GETİRİRLER. Bir su kaynağına verilen ad 'MASDAR' ise; o suyun boru ile bir çeşmeden akmasına 'MİSDAR' denir. Yani; tabiat denilen bu harukuladelikler MASDAR değil MİSDAR'dır. Yani yaratan değil yaratılandır.Ecnebiler ve Avrupa filozofları bir ağacın çekirdeğini gösterip, işte bu ağaç bu çekirdekten olmuştur der, konuyu kapar. Halbuki o çekirdek bir misdardır. Ağaç ve ağaca bağlı olan yeryüzü ve yerkürenin bağlı olduğu güneş sistemi ve silsilenin son ucu olan Kabza-i Tasarrufunda (kudret elinde) bulunduran MASDAR Allah'dır. (cc) Kezalik; ruhundan üflediği canlara topraktan gelen zerrelerle vücut giydiren Şan'ı Yüce Allah, bize hediye ettiği bu vücudu temiz tutmamızı ister, emir eder. Temiz olan, imanının yarısını (Allah'a inanmanın bir göstergesi olarak) kurtarmıştır der Peygamber Aleyhissalatu vesselam ile. Elhasıl; nasıl ki hayvanlar görevli birer memur gibi hem kendilerini hem birbirlerinin cesetlerini temizlerler.  (Belgesellerde izledigimiz gibi) İnsanların ise bilinçli olarak kendisini temiz tutmasını ifade eden "abdestli olmayı" kendi İzzeti dergahına gelenlere (namaza duranlara) mecbur kılmıştır. Netice: Eğer Allah'ın büyük isimlerini kendimizde görünmesini başarabilirsek; yeryüzünde Allah'ın (cc) bir parlak aynası olarak göz kamaştırırız. Bu isimler, Rahman 'merhametli', Kerim 'cömert', Alim 'bilgili' ve Esma-ül Hüsnalarda belirtilen, insanın kendi üzerinde tatbik edilebilecek isimleridir. Abdestli yaşayan bir insan Kuddüs (Tertemiz) ismini yansıtır. Bu ise Allah'ın kulları üzerinde bir hakkıdır.-İŞTE ALLAH'IN KULLARINA JESTİ!

Ana Sayfa: - KUDDÜS İSM-İ AZAM'I İNSANDA ABDEST İLE PARILDIYOR!
FB_IMG_1633567585238.jpg

- KAİNATIN MEYVESİ, KENDİ MEYVESİNİ TAKDİM ETSİN!
BURSA/(GMP)- Askerlik yapanlar bilir, eğer bir asker eğitimde başarısızlık gösterir ise, daha fazla eğitim verirler o başarısız askere; şınav çek mekik çek gibi. İşte hak ve hakikat adına insana verilen bu vücut elbisesini kullanan, toplu iğne başından bile daha küçük yer kaplayan ruh sahibine, bu dünyadan gereği gibi istifade etsin ve şükür etsin diye o mikro küçük ruhuna ortalama 170 cm boy ve 70 kiloya tekabül eden bir haz alma giysisi vücud giydirilmiştir! Neden? Bakalım bu kalb ve vicdan ve nefs sahibi insan; özgür hür irade ile kendisini yaratana teşekkür edip kendisine bu hayat ve lezzetleri tattıran Rabbine minnet duyacakmı?  -Yarabbi, sen bize bu jesti yaptın, biz kendimizi bilmezken anne baba verdin, bizi sarıp sarmaladın, büyüttün eş ve çocuklar verdin! Deyip; buyur Rabbim benden istediğin nedir? Diye sorup yaratılış gayesine uygun davranacak mı diye! Akıllı ya! Malumdur ki bir mucit; bir radyo veya bir robot veya cep telefonu icat ettiği zaman, o icadın çalıştığına sevinir. Aynı bunun gibi, Allah'ın bütün yarattıkları hayvanlar ve nebatat üzerlerine düşen görevi yaparlar ve mükemmel çalışarak kainati görsel olarak devam ettirirler. Ancak, Allah'ın başyapıt projesi olan; Özgür Hür İradeli Nefs Sahibi İnsanlar, Kainatın en nadide meyvesi olmasına rağmen, sırf nankörlüklerinden dolayı iki rekat namaz kılmayıp yaratılış gayesinin meyvesi olan Namazı Rabbisine hediye etmiyor. Alemlerin Rabbi olan Allah; bu dünyayı insanların yaşaması için dizayn etmesine rağmen, nankör birtakım insanlar başını secdeye koymuyor.İşte; eğer namazı aksatan veya önemsemeyip başarısız asker gibi namazdan geri kalanlara, insanın kendi nefsi daha büyük bir meşguliyet veriyor. Yani insan namaz kılıp, rabbine güvenip dayanıp, sıkıntılarını onunla paylaşıp, ondan yardım isteMEZ İSE; tıpkı Tabur'dan çarşıya kaçan asker'n akşama kadar aç gezmesi gibi, o kimse; La ilahe illAllah kelimesinin sahibinden bağlantıyı kestiği için, hayat serüveninde "tek başıyla kafa feneri ile gece çölde yol alır gibi gidiyor". ALLAH'IN BAŞYAPIT PROJESİ İNSANIN; KEMAL-İ İSTİTADI OLAN HALİFE-İ ARZ (YERYÜZÜNÜN HALİFESİ) ÜNVANINI, TÜM MÜSLÜMANLARA TATBİK EDİLMESİ İÇİN İLK ÖNCE KENDİ NEFS'İNE UYGULAYAN YAZAR UMUT ASMA; ABDEST VE GÜNDE İKİ REKAT NAMAZ İLE STARTI VERDİ!

Ana Sayfa: - KAİNATIN MEYVESİ, KENDİ MEYVESİNİ TAKDİM ETSİN!
Untitled

-ISRAEL
BURSA/(GMP)- Zalim zulmünde mazlum ahında kalıp göçülüp gidiliyor bu dünyadan.İlahi adalet tecelli edilsin diye bekliyor kalbleri mahsunlar. Peki, Kadir-i Mutlak (sonsuz güç ve kudret sahibi) mazlumların ah'larını neden yerde bırakıyor?Bu sorunun cevabını ben, Allah'ın bir askeri gibi; kendi silahının ucundaki KASATURA ile kendini kanatan bir asker olarak cevap veriyorum: ÜZÜLMEYİNİZ.. Bu dünya bir imtihan dünyası. Kalblerimizde taşıdığımız Tuğba-i Cennet çekirdeğini; dünya tarlasında ekerek, ahirette Sünbül-ü Cennet açtırmak. Ve elbette en önemlisi; Rabbul alemin Allah (cc)'nun teveccühünü kazanıp, O'nu ebediyet makamında sevmeye kulun liyakat kazanması. Bu imtihanın esasul esası şudur: İman etmek; yani,  Allah'ın 1 tek ilah olduğuna (KIYAM, RÜKÛ VE SECDE EDİLECEK YEGANE ULUHİYYET SAHİBİ OLDUĞUNA İMAN), Muhammed Aleyhisselatu Vesselam'ın; Allah'ın yarattığı bir kulu ve peygamberi (Özgür hür iradesiyle Allah'a iman ve ibadet eden bir kul, Allah'ın emir ve yasaklarını insanlara bildiren Peygamber) olduğuna inanmak, kabul etmek, tasdik etmek.  99 en güzel isimlerin sahibi Allah, bu güzel isimlerin bizde de yansımasını diliyor. Bu ise gerçekten samimi olarak inanmaya bağlıdır. Bu konuyu biraz açalım. Mesela tahsilli arkadaşlar anımsayacaktır, dünyanın varoluşunu teorik olarak herkez bilir. Güneşten bir parça kopar milyonlarca yıl yörüngede savrulur sonra soğur ve yine uzun zamanlar sonra canlılar yetişir ve günümüze kadar uzanır.İşte ecnebilerin ortaya attığı bu fikir bir imtihandır. Yani bu teori; dünyanın kendi kendine oluştuğu izlenimini vermektedir. Hakikatte ise Allah yaratmıştır. Ancak ilginç olarak yine bu deminki ecnebilerin bahsettiği şekilde yaratmıştır.Örnek, ecnebilerin felsefesi; geçici bir otelde konaklayan kafilenin kendisine ait olmayan eşyalarla meşgul olup gideceği şehrin otobüsünü kaçıranlara benzer. Kur'an hakikatları ise gideceği şehirden bahseder. Otelden maksut olan hedef; O Mimarın Kudretini ve Mükemmelliğini gösterir. İşte; imtihan sadece akıl ile olsaydı aynı şeyi gören insanlar fikirlerinde berabere kalırlardı. Ancak iman; kalb meselesidir, vicdan meselesidir, ruh meselesidir. Bu hasseleride akıl ile kullanıp öyle muhasebe yaptığımızda ve Kuran'ı bize getiren peygamberimizin merhametine, ahlakına ve yaşantısına baktığımızda, ahiret gününün ve bir Allah'ın var olduğunu ve bizim bu hayatta yalnız kimsesiz değil, bizi bizden çok seven rabbimizin olduğu gerçeği, insanı kimsesizlik stresinden kurtardığı gibi, tıpkı gemiye binen bir yolcunun bavulunu elinden ayağının dibine indirmesi gibi ferahlandırıyor. Hasbunallahi venimelvekil diyelim, bu zalimlerin cezasını çekmeye ömürleri burada yetmez, değilmi ki ebediyet var, elbette ebedi cezada olacak. Zulme uğrayanlar elbette haklarını alacaklar. ALLAH; HAKİMLER HAKİMİDİR..

Ana Sayfa: ISRAEL
Untitled

-UNITED STATES OF AMERICA
 BURSA/(GMP)-İnsanların, hayatlarının lezzetlerini yüksek kalitede tatmaları için sistemler getiren Cenab-ı Hakk'ı tanımayan ülkeler bizzat, Allah'a ve Allah'a kulluk eden Müslüman ülkelere düşmanlık etmektedirler.Esas maksad petrolu almak değil. Zaten tüm emtiaları (HER ÜLKENİN KENDİ BANKNOTLARINI BASMA KARŞILIĞINDA MERKEZ BANKASININ ALDIĞI TEMİNAT) kendi bünyesinde toplayan ABD, kendisini denetleyen bir denetçi olmadığı için serbestçe Dolar basıp o seçtiği ülkeye sadece "Yeşil Kağıt" vererek elindeki petrolü, tarımı, madeni ve değerli ne varsa bir vantuz gibi özellikle Müslüman ülkelerden emiyor. Dolar'ın inmesi çıkması sadece Dolar'da ekonomiye bağlıymış havası vermek içindir.  Dünya ülkeleri birbirileri ile alışveriş yapmak için globalleşme adı altında bir merkez meydana getirdiler. Tüm ülkeler karşılıksız para basılmasının önüne geçmek için tek bir noktadan kontrol edilen merkez bankası oluşturdular ve bu merkez Amerika Birleşik Devletleri'nde kuruldu. Her ülke elindeki Altın, Petrol veya Maden ne varsa getirdi emtia olarak ABD'ye verdi. Nasıl ki sınıfta başkan seçilir, dünya da başkanını seçti, ABD. İşte patron Amerika olduğu için Dolar her ülkede geçerli ve tüm dünyaya yayıldığı için emtia karşılığı olmadan trilyonlarca100 dolarlık banknotları basıp seçtiği bir ülkeye gidiyor, oranın değerli neyi varsa bu Yeşil Kağıtları veriyor ve elindeki herşeyi alıyor.Kendini süpergüç ilan eden ABD, "yaşamak için yok et" ilkesi ile yönetiliyor.  En büyük otoriter güç olan Allah'ın emir ve yasaklarını kendine düstur edinen Müslüman ülkeleri kendisine boyun eğdirmek için yine o ülkelerin hain insanlarını yeşil kağıtlarla satın alan ABD, satılmış münafıklarla ve kendi kanından olmayan devşirme askerler ile Müslüman beldelerini yaşanılamaz bir hale getiriyor. UNITED STATES OF AMERICA; HEM ALLAH'A HEM MÜSLÜMANLARA BİZZAT ŞAHSEN STRATEJİK LOJİSTIK DÜŞMANDIR.Müslümanlar mı? Müslümanların fıtratında yeşil renge karşı bir sempatisi vardır. Yeşil cennettir. Bu yüzden yeşili bildiği için yeşil kağıda da düşman değildir.Meşhur bir söz vardır;  SU YÜKSELİR BALIKLAR KARINCALARI YER, SU ALÇALIR KARINCALAR BALIKLARI YER! P- İŞTE SU ALÇALIYOR..

Ana Sayfa: -UNITED STATES OF AMERICA
Untitled

-TÜRKİYE BİRLEŞİK MÜSLÜMAN DEVLETLERİ
BURSA/(GMP)- 600 yıl İslamiyet'e Sancaktarlık yaparak hilafeti elinde tutan Osmanlı İmparatorluğu'nun güneş batmayan imparatorluk olmasına ramak kala dağılıp, dünyanın dört bir yanında mahsur kalan vatandaşlarımıza, gavur ülkeler tarafından yapılan zulümlere kulak tıkayan yerli Avrupa devşirmesi yetkililer, gri gösteren at gözlüğünü çıkartsınlar ve hakikat güneşine gözlerini yummasınlar.  Osmanlı İmparatorluğun tekrar "Türkiye Birleşik Müslüman Devletleri" olarak kainatdaki yerini alacağı günlerin yakın olduğunu belirten Risale-i Nur Talebesi Umut Asma; Büyük Mehdi'nin 3 büyük vazifesinin ilkini açıkladı.1: Taklidi (klasik düz) iman'ı TAHKİK'İ (HAKİKATE ULAŞTIRAN) İMAN'la değiştirerek Asr-ı Saadet"i (Saadet Asrını) her bir Müslümanda yeşertip, çöpsüz üzüm lezzetinde olan İslamiyeti; atalarımızın yaşadığı tatlılıkta ahir zaman insanlarına yaşatmak. Prüzsüz İslamiyet'e çapak bırakanCüppeli Ahmet Hoca!Profesör Hasan Tahsin Feyizli!Deccal Ahmed Hulusi!Süfyan Fetullah Gülen! Ve kendine Hem Mustafa hem İslamoğlu dedirten ALÇAK adam!"Hakikat güneşi"nin ne kadar parlak olduğu gözleriniz önünde iken, hangi cüretle Alemlerin Rabbi olan Allah'a küstahlık taslıyorsunuz? Nefs'lerinize olan tutkunuz, Allah adına yalan uydurmaktan zevk alır hale gelen ihtiras ve aldığınız acemi alkışlardan medet uman beyinsizler takımı! Kur'an-ı Mucizilbeyan'ın ELMAS KILIÇ'I KININ'DAN ÇIKTI!MEHDİ 1. VAZİFESİNE BAŞLADI.
_SUBUHANALLAH_

Ana Sayfa: -TÜRKİYE BİRLEŞİK MÜSLÜMAN DEVLETLERİ
Untitled

"SEÇENEKLER"
Hür iradeli nefs sahibi insanlar, akıl mekanizmasıyla aldığı, "kendi çıkarı için en uygun akılcı kararları" alıp almamakta serbestdirler.  Bir insan, elbetteki her fiilinin artısını, eksisini; akıl mekanizmasıyla tartıp biçecektir. İşte, akıl"a danışıp hayatına yön veren nefs sahibi insanların; aldıkları kararlarda isabet ettirip, ettiremediğine yaşadığı bu hayat içinde burada şahit olurlar. Hayat; seçenekleriyle her insanın önüne serilmiş "sebeplere dayalı olarak" kurulan bir hayattır ki; bu sebepler silsilesi ayrıca gökyüzü ve yerdeki bütün yaratılmış canlılara da hayat veriyor. Hayatımızın ruhu hariç tümü; bedenimizin sebepler dahilinde (rızk ile) yaratıldığı, gelişip büyümesi ile bize aklımızla tespit ettirip şahitlik ettiriyor. (BURAYA DİKKAT!) Kırmızı ışıkta geçen bir arabanın, hedefine ulaşmak için kazandığı o 1 dakikalık süre, insanın o anda nerede bulunduğu (kaza veya ölümlü kaza) olayı kendi tercihinin bir sonucudur. Olması gereken yeri ve zamanı kendi seçimiyle kabul ettiği için, O akıl ve nefs sahibi insan; kendi tercihleri doğrultusunda o an orada yaşatılmaktadır, öldüğü vakit kendi iradesi ile bu fiili işlediği Leh-vi Mahfuz ismi ile anılan BÜYÜK KÜTÜKde kayıtlıdır. Yani "Kaza ve Kader" öyle olacağını Ezelde bildiği için; Lehv-i Mahfuzda yazılıdır. Nasıl ki banttan oynanan bir maçı ilk kez izleyen o müsabakanın sonucunu sadece tahmin eder bilemez, aynı bunun gibi bizim için meçhul olan gelecek, bu kasetin oynatıcısı için malumdur. İşte, zaman; insanların bir fiil kendi akıllarıyla aldıkları kararlar ve işleyişine göre şekil alıp, yaptıkları fiiller neticesine göre bu şekilde inşa oluyor. Aradaki fark; sebep sonuç ilişkisindeki dengeyi bozmayan bir kanun ile zamanın akışını bina etmek ki; hayırlı işlerin de bu denklem sonucunda hedefine ulaşıp ADALET mekanızmasının herkes için geçerli olduğunu akıllara teyit ettirmek ve insanların bir yaratıcının var olduğuna kat'i inanmasını özgür hür iradesine bırakmaktır. (PÜR DİKKAT) --> LAFZ-I DUA VE AMEL-İ DUA İLE İSTEĞİMİZ OLAN ARZULARI ALLAH KABUL ETTİĞİ VAKİT; O DUANIN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN GEREKEN GEÇMİŞ ZAMANDAKİ SEBEPLER VE OLAYLAR ZİNCİRİNİ EZELDE TAKDİR ETTİĞİ İÇİN; DUA GERÇEKLEŞTİĞİNDE SANKİ DENK GELMİŞ GİBİ AKILLARIN TERAZİSİNDE TARTILMAYA AÇIK BIRAKARAK YİNE KENDİSİNİN VARLIĞINA İNANMAYI KALBİMİZE BIRAKIYOR. Bu tespitten sonra anlaşılıyor ki; zaman denen kavramı; Allah'ın (cc) uğruna kainatı ve insanları yarattığı Peygamberimiz (s.a.v) vasıtasıyla örneklendirdiği FIRST CLASS YAŞAM BİÇİMİ ile; hem kendimiz hem gelecek nesillerimiz, bu dünyada cennetin merdivenlerindeki gül kokuyu hissetsin.Hayatın bize sunmuş olduğu seçenekleri ve yaşattıkları; Atalarımızın dediği gibi "ne ekersen onu biçersin" sözünü bir kez daha anlamamıza imkan sağlıyor.

Ana Sayfa: "SEÇENEKLER"
Untitled

"ŞİMDİ"
 Sahip olabildiğimiz tek şey; Şimdi!Bir karınca vardı; taneler biriktiriyordu. İlk taneyi yemek için ağzına götürmüştü ki, bir kuş geldi ve ağzındaki taneyle birlikte o karıncayı yutuverdi.  İşte tespit; Yaşamamızı sürdürebilmek için, ne kadar çalışırsak çalışalım, ölüm kuşu sonunda bizi kapıyor.'Şimdi'ye birkaç açıdan bakalım; 1 saat sonrası: henüz yaratılmadı. 1 saat öncesi: tarihe gömüleli bir saat oldu. Bir gün Peygamberimiz (s.a.v.) yürürken, yol kenarında elinde elma olan inkarcı biri Efendimize şöyle bir soru yöneltiyor;- Elimdeki bu elma, benim nasibim midir? Evet cevabını alsa; elmayı elinden atacak ve sen peygamberdin bilemedin diyecek. Hayır cevabını alsa; o elmayı ısırıp yine bilemedin diyecek. Resulullah Efendimizin cevabı şöyle oluyor; Yersen nasibindir!  Yaşadığımız her an "zaman mekanizmasının, 'şimdi' konseptini dokuduğu" AN'dır. Bu mükemmel işleyiş,  Hâme-i zerrîn-i kudret adında Allah'ın Kudret kalemi ile görsel olarak da anlayabilmemiz için, ŞİMDİ'nin önündeki ve arkasındaki Madum yani yok hükmünde olan geçmiş ve gelecek zaman; kanatlarını açar birbiri ile inkias eder, "Geniş Zaman" yelpazesini ortaya çıkarır ve varlığı (eşyayı) sabit olarak hissettirir. Halbuki; 0,000000001 sn hızında ki ihtizaz (titreşim)den oluşturulan fizik kurallarında inşa edilen kainat tablosunda ki tecelli eden isimler, keşfedildikçe, anlaşılıyor ki; bizi, vaâd edilen mutlak hakikate ulaştırması için, bütün evren; her an, adeta yaratılıp duruyor.

Ana Sayfa: "ŞİMDİ"
Untitled

"İKİ KERE 2 NEDEN 4 EDİYOR?
İnsanın hergünkü sureti birbirinin aynı değildir. Sadece birbirlerine benzerler. Şöyle ki; gençliğe ait bir fotoğrafın, yaşlandığındaki fotoğrafı ile karşılaştırıldığında, yüzdeki ifadeyi oluşturan belirgenlerin yer değiştirdiği görülür. Tüm yaşantımıza 'HAKİM' ismiyle her hücremize hakim olan Allah, "BİR" isminin tecellisiyle; her bir hücre birbirinden farklı yaratıldığından", hiçbir zaman birbirinin aynısı olmuyor. Bu yüzden "her an yaratılan" ve vücudu bir arada tutulan hücrelerden oluşan insan; tıpkı çocuğun babasına benzemesi gibi, yaratılan hücre de; oluşmasına vesile olan diğer hücreye benzer ve o insan; hep bir benzeriyle yaratılır. Örneğin 10 yaşındaki bir çocuğun, 20 yıl geçtikten sonraki yüz fotoğrafını incelediğinizde, Ruh'un 'aynı' kaldığı, Ona giydirilen vücud elbisesini oluşturan zerrelerin tümünün değişmiş, sırası gelen her zerre kendisini yaratan Allah'ı tesbih etmiş ve (ÖZGÜR İRADESİ İLE ALLAH'I TESBİH EDECEK) Ademoğlunun vücudunu bina etmesinde yapıtaşı oluşturmuş ve işi bitenler bu alemi terk etmişlerdir.İşte bir tek, Ruh'un evi olan NEFS canlı kalmaktadır. Ecel vaktinde ve Kıyamette tüm canlara ölümü (acı veya tatlı)  tattıracak Kadir olan Allah; bir tek "kendisinin" ölümsüz olduğunu ispatlayacaktır.Bütün kainatı Dest-i Kudretinde tutan yüce Allah, bütün yarattıklarını; her birini ayrı ayrı yarattığı için, hepimizle bire bir bu şekilde yakın ve alakalıdır. (Önce/Sonra) insan yüzü fotoğrafında, yeniden oluşturulan hücrelerle, yüzdeki azaların yaşanılan yıllara göre nerede şekillendireceğini bilen şanı yüce Allah, tüm insanları en güzel şekilde yaratarak, kendi eşsiz sanatını bizim simalarımızda sergiliyor, bize sunuyor ve bizim özgür hür irademize her ana göre "örnek edinmeksizin" olarak şekillendirdiğini Allah bize ispatlıyor. Bize en güzel sureti vermek için, kulunun helal yemesini istiyor ve rızkından endişe etmeyip bu dairede kalması için kullarının rızklarına kefil oluyor. İşte; böyle her hücremize vesileler yoluyla direkt hakim olan Şanı yüce Allah; ruhumuza daha güzel suretler giydirmek için, bizi İzzet-i Dergahına (NAMAZ) çağırıyor. Davete icabet etmediğimizde bizi iki şey bekliyor. 1- Bize bu dünyadaki oluşturduğu sıkıntının yanı sıra ahirette de devamı olacağından 2 kere sıkıntı oluyor ki; bu sadece kendi seçimimizle alakalıdır. Şefkat tokadı ismi ile bu dünyada sıkıntısı gösteriliyor ki tövbe edip ahiretlerini kurtarabilsinler.  Akıl sahibi insanlar; Gayb'a iman ederek 'bir yaratıcının var olduğunun dayanılmaz hafifliğini' yaşar ve ALLAH EN GÜZEL VEKİLDİR sözüne istinad ederek daha bu dünyadayken cenneti tatmaya başlarlar. "Acbü'z-Zeneb" denilen insan'ın cesedinden kalan kuyruk sokumu parçacığının üzerine tekrar et ve kemik inşaa edecek olan Zat-ı Zülcelal, her bahar mevsiminde bir ağaçda belki 5 bin çiçeği aynı anda ihya ettiği gibi Vahid-i Ehad ismiyle Haşr'in baharında (ahirette) bir SAYHA ile tüm ruh sahiplerini diriltecektir.2 kere 2 bu yüzden dört ediyor.

Ana Sayfa: "İKİ KERE 2 NEDEN 4 EDİYOR?
Untitled

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم-İŞTE ALLAH'I (cc) GÖSTEREN MAKALE
Hakikat..Evet; nedir hakikat?HAKİKAT;لَلَا اِلَهَ اِلَّا اللهْ مُحَمَّدُ الرَّسُولُ الل La ilahe İllallah Muhammeden Resulullah'tır.Yani, bir yanda görmediğimiz ancak emirleri ve yasakları ile bize kurallar koyup bu çerçevede yaşamamızı isteyen bir Rab, diğer yanda gördüğümüz ve bizi cazibesine davet eden yasakların olmadığı bir dünya şehveti.Şöyle bir düşün! bu dünyadaki zevkleri ve keyifleri tatmak ve sefasını sürmek.. Evet bunu hak edecek, bu lezzetleri tadacak donanımı ne ile hak ettin de sana verdiler? Tırnaklarınla mı kazıdın yoksa..? Hayır! Servetini ve geçimliğini sormuyorum, dilindeki kuvve-i zaika denilen tat alma duyusunu soruyorum.Makaleme başlamadan önce şunu bilelim; Rabb'imin Şanı Yücedir.Bu yüzdendir ki, kendisini "tespit" edecek, misafirlerim dediği insanoğluna, en ön koltuklarda keyifli bir izleme olanağı sağlıyor ve bize, sinema seyircisine ikram edilen patlamış mısır ve içecek nevinden misüllü, tüm mahsulünü dünya zeminine serpiştiriyor. Evet sinema başlıyor ve koltuklarınıza hazırolda oturun.-Bedevi Arap çöllerinde ve sahralarda seyahat eden insanlara gerekir ki; bir büyük Kabile Reisinin ismini alsın ve himayesine girsin, ki eşkıyalardan ve yol kesen haydutlardan o isimle kurtulsun. İşte böyle bir seyahat için iki adam sahraya çıkıp gidiyorlar. Onlardan birisi mütevazı idi, diğeri mağrur. Mütevazı; bir reisin ismini aldı, mağrur olanı almadı. Alanı, her yerde selametle gezdi. Bir kàtıü’t-tarîka rast gelse der; ben filan reisin ismiyle gezerim! Şaki def olur, ilişemez. Bir çadıra girse O nam ile hürmet görür.Diğer mağrur bütün seyahatinde öyle belalar çeker ki tarif edilmez, daima titrer, daima dilencilik ederdi. Hem rezil hem zelil oldu. :(İşte, Ruh'u göz penceresiyle dünyayı seyreden insan! Sen o seyyahsın. Bu dünya ise bir çöldür. Aczin, fakrın nihayetsizdir.Madem öyledir; şu sahranın Malik-i Ebedisi ve Hakim-i Ezelisinin ismini al. Ta bütün kainatın dilenciliğinden ve her hadisatın karşısında titremeden kurtulasın! :)Ey müzik dinlemeye müptela kulaklı insan! Sinemayı iyi izle! Bak! Yönetmen ne konusu işliyor; "Muhammed (s.a.v.)'in kendisini" alemlere rahmet olarak gönderdiğini ve O'nun izlenmesini konu aldığı filminde işaret ettiği detayı yakala! Diyor ki; daha seyirciler yokken O vardı. O'nu (s.a.v.) izlesinler diye; seyircileri tam teşekkülü yaratan ve bahar mevsimini bir çiçek destesi yapan ve film arası sofranın yanına koyan O'dur Allah (cc).Malumdur ki, bir küçük çocuk; ebeveynlerinden bir şey isterken kendisinin ne kadar çok aciz olduğunu ve bu yüzden ihtiyaç duyduğu bir şeyi isterken, yalvarmaya yakın bir tarzda ister ki anne babası onun ihtiyaçlarını kesinlikle gidersin. İşte; Emr-i Künfeyekün'e malik bir Sultan-ı Cihana acz tezkeresiyle istinad eden bir insanın ne pervası olabilir?Yaratan ve sebep olan tanımını yapan "La ilahe illallah Muhammeden Resulullah" bizlere şu fikri veriyor; madem bir gün her şey elimizden çıkacak ve fani olup kaybolacak, acaba baki'ye tebdil edip ebedileştirecek bir çaresi yok mu? Deyip düşünürken, birden Sada-i Kur'an işitiliyor.. Der; evet var! hem kârlı ve güzel bir çaresi var! -Nedir? :)Donanımlarımızı ve istidatlarımızı yaratanın izni ve kanunu dairesinde çalıştırmak. Mesela göz bir hassedir, eğer gözü; gözü yaratanın izni dairesinde kullansak o göz bize ebedi ve ezeli olan Allah'ın himayesine sokar, çünki Allah raiyetperverdir. O dil; tattığı anda şükür lafzını söylese, haydi daha nice lezzetleri tat diye o tat alma duyusu Allah'ın raiyetine bizi perçinler.-Evet Allah'ın bir ismi de Ferdun'dur. yani Allah bir FERD'dir. :)Muhammed Aleyhisselam bir ferd'dir, insanlar birer ferd'dir. anne babalarımız birer ferddir. Buradaki tek ayrıntı: Allah bizi doğurmamıştır yaratmıştır.Bize kendini tanıttırmak isteyen ve bu acip yol ile bir maksada sevk eden kimdir?99 en güzel isimlerle vasıflı, Ezel ve Ebed Sultanı, San-i Hakim, Zat-ı zülcelal; Rahman olan Allah'tır.
Kaynak: Kur'an-ı MucizilbeyanTefsir ve İfadeler: Risale-i Nur SözlerKaleme alan: Umut Asma (Risale-i Nur Talebesi)

Ana Sayfa: بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم-İŞTE ALLAH'I (cc) GÖSTEREN MAKALE
Untitled

"Farkındalık" Allah'ın; 'Sevgilim' dediği "Muhammedi Nur"; insanoğlu yaratılmadan önce de vardı. O; öyle bir sevgiliydi ki, O'na en güzel suret giydirilmeliydi. Ve öyle bir yaratılış sıralamasıyla bir KUL'a giydirilmeliydi ki bu Nur, bütün kainat var olduğu sürece bu aşka şahitlik etsin!Herşeyi sebepler kurallarında inşa eden Rab; Bu "VAR OLMA" efsanesinin iki ana temeli olan "Yaratan ve Sebep olan" tanımını yapan "Kelime-i Tevhidi bilenleri, işte; zaten var olan başka boyuttaki habibine, "özgür hür bir irade mekanizması"da giydirerek Muhammedi Nur'u insan olarak yarattı ve diğer insanlar da seyirci olma şerefini kazandı. Muhammed aleyhissalatu vesselam Ubudiyetiyle (ibadetleriyle) "bu sevginin karşılıklı olduğunu ispatladığını" Kur'an-ı Kerim vasıtasıyla bildiren Rab; Habibi Muhammed'in, kendisine olan aşkın"ı, Şanına şayeste sergilemesi için, O'nu en yüksek makamda; "bütün kainatın varoluş sebebi" makamında yarattığını ve tüm özgür irade sahiplerine ve kıyamete kadar gelecek olan nefs sahiplerine "bu aşka şehadet edecek Ululuk'ta" yaratıldıkları tebliğ edilir; ve kavrayanlar; hamd eder de hamd eder.

Ana Sayfa: Farkındalık

İşte;Bu dünyadaki tüm nimetler, sevinçler ve acılar; Rab katından birer numune olarak gönderildiyse, “bütün kainatın ve insanların yaratılışında”, bize bildirdiği isimlerle tecelli eden Allah (cc), en Güzel İsimlerle; biricik Habibi ve Resulu olan Muhammed Mustafa’da (Aleyhisselam) tecelli etmiştir ki; Yüce Allah’ın “Rahman” ismi, “Merhamet Peygamberindeki tecellisi nasıl belirgin ise, işte; “Allah’ın Cemâlinin esması da O "Sevgililer Sevgilisi"ne bu derece yansımıştı.Ve Sahabeler'imiz; “Cennet ve Cehennem”den örnekler olan bu dünyada; “Allah'ın Cemâl’ini; Peygamber Efendimiz’in mübarek yüzlerinde daha bu dünyadayken görmüşler; iman, ubudiyyet ve Allah Aşk'ları, böylece perçinlenmiştir.Peygamber Efendimiz’in yüzüne sevgiyle ve hayranlıkla bakan Sahabe’lerimiz; Rabbimizin "Sima’sını, Habibi Ekrem’inin mübarek yüzlerinde tecelli etmiş olarak; "La İlahe İllallah, Muhammedün Resulullah"ı görmekteydiler.

Untitled
Ana Sayfa: İşte
Untitled

"BİR UMUTTUR YAŞAMAK"
Hayatın bize sunacağı; vakti belli olmayan, "harikulade sürpriz hediye"yi ne zaman alacağız diye, sünnet olduğum 6 yaşından beri bekliyordum.İlk okul zamanları babam beni, spor toto kuponu yatırmam için bayii'ye gönderirdi. Gittiğim bayii aynı zaman da içki bayii olduğu için, içeride ki alkol kokusu, beni; hayata yeni idrak perdeleri açılan bir çocuk olarak; ürkütüyordu.Henüz renkli televizyon sadece kahvehanelerde vardı. Videoda oynatılan Kemal Sunal filmini gündüz bende kahvenin camından hem de renkli olarak izliyordum. Hem renkli ve hem modern olduğunu düşündüğüm gelecekti hayatın; bize sunacağı sürprizi düşünüyordum vede heyecanlanıyordum. Bu sırada rahmetli Sunal'ın bir sahnesindeki - " sen benim gibi kocayı b'k bulursun" cümlesi, benim hayata olan bakış açıma bir korku daha ekliyordu. Zira,mahallemizdeki sevimli ihtiyar hacılarımız bizim baştacımız iken, bu renkli dünyada; hacı profilini bizlere; teraziye eliyle basıp hile yapan, içi başka dışı başka yobaz olarak insanlara anlatıyordu. Ben; o yaşlarda çocuk olarak, kalbimle buğz etmekten başka bir şey elimden gelmiyordu.İşte böyle çetin bir gelecek, bizi bekliyor endişesi ve ümidiyle yıllarımı yaşarken, hayatımda beklediğim sürpriz paketi nihayet geldi. Sahibi olduğumuz "tüm vücut organlarının maddi değeri 35 milyon dolar" olan varlığımızın; sadece evlenip ve çocuk sahibi olmanın dışında da daha farklı bir “jest” bekliyordum hayattan. Evet; Hayat bu jesti bana sundu ve 'bir umuttur yaşamak' cümlesindeki "umut"un işaret ettiği ışığa ulaştım ve bunu şöyle bir misalle ifade etmek istiyorum; Kim milyoner olmak ister?' yarışmasına katılım formunda; "Siz olsanız, bir milyonluk liralık final sorusunda ne sormak isterdiniz" kısmında ki cevabımı paylaşmak istiyorum. _"Kıyamete kadar hüküm sürecek Yegane Kitap" olarak ünlenen Kur'an-ı Kerim'in, bu çağımıza yansıyan tercümesi hangisidir?"A-Elmalılı TefsiriB-Nur RisaleleriC-El Mizan fi Tefsir'ul Kur'anD-The Message of the Qur'an_Bu sorunun detay kısmı ise şu ;"Bu sorunun cevabını biliyorsanız 1 milyondan fazlasına sahipsiniz demektir"Evet! İşte ben bu sorunun cevabını biliyorum ve ismimin anlamına da, en güzel manayı yükleyerek bu cümlenin bir karakteri olmayı sanıyorum hak ediyorum.Bir umuttur yaşamak'ta ki UMUT, hakikate ulaşmaktır. Bu da; bu sorunun cevabı olan, Kıyamete kadar hüküm sürecek yegane kitabımız Kur'anı Kerim' in, bu zamanımıza hitap eden ve "Kur'an Mucizelerini" bizzat müşahede ettiren ve benimde henüz yeni keşif ettiğim bu harikulade hediye; aynı zamanda bana, Sahabe'lerimizin torunlarına petrol bırakan Rab'bim, acaba 600 yıl İslamiyete Sancaktarlık eden Osmanlı’nın biz torunlarına ne bıraktı? Sorusuna:İşte; cevabına 1.000.000 tl den daha fazla değerini bizzat biçtiğim, ruhumuzun Rabbi katındaki kendi hakikatine hüsn-ü hâtime ile ulaşması yolunda, bana rehberlik edecek kaynak; Kur'an-ı Kerimin hakiki bir Türkçe tefsiri olan (b) şıkkı Risale-i Nur' dur. (gerçek dünyaya hoş geldiniz)

Ana Sayfa: "BİR UMUTTUR YAŞAMAK"
Untitled

-AHMED HULUSİ'NİN HU-MAN TEZİNİ ÇÖPE ATAN MAKALE
(Teşbihde hata yok) Küçük bir çocukken hep düşündüğüm bir şey vardı. "Yalnızlık Allah'a mahsustur."Peki neden Allah yalnızdı? Bir arkadaşı yok muydu? Bizleri yarattığına göre kendisinden de birkaç tane yaratabilirdi. Neden yalnızlığı seçiyordu?Bu soruları kimseye soramıyordum, Allah çarpar kelimesi sıklıkla kullanıldığı için bu soruların cevaplarını büyüdüğümde çözebilirim diyerek içimde saklıyordum.Gençlik yıllarımda daha cazibedar isteklerim vardı. Mesela Hazreti Ali vücudunda binlerce savaş yarası olmasına rağmen yinede gözünü kırpmadan tüm savaşlara katılıyor ve bunu sadece Allah'ın rızası ve Aleyhissalatu vesselamın sevgisi için yapıyordu. Peki nasıl bir iman itikadı vardı ki biz burada ezanlar okunurken camiye gitmekte nazlanırken, Cafer-i Tayyar savaşta iki kolu kopmasına rağmen dişleriyle İslam sancağını taşıyordu?Günlerden bir gün hasbelkader ceza evine düştüm. İşte en nihayet kendimle baş başa kalmıştım. Zira hayatın baş döndürücü hızı; cevabını aradığım soruları bana unutturmuştu.İşte önümde uzunca bir zaman vardı ve artık işe koyulmalı idim. Ceza evi kütüphanesinde Ahmed Hulusi'nin bedava basılıp dağıtılan bir kitabı elime geçti. Okumaya başladım. Başta ufkumu açar gibi oldu,evet hiç duymadığım ve ilgimi çeken konularla beni kendine celp ettiriyordu ancak sonrasında kalbimde ki fıtri duygularla örtüşmediğini hissediyordum. Mesela şöyle diyordu; "Kıldığınız namaz Allâha ulaşmaz, insan kendini tanımak için namaz kılar ve Allâh vardır gayri yoktur. o halde biz kim miyiz? Allâh ismiyle işaret edileni oluşturan unsurlarız." diyordu.Hayır aradığım soruların cevaplarını henüz bulabilmiş değildim.Derken bu arayışlarım beni Risale-i Nur'a kadar götürmüştü. VE EVET. RİSALELERDEBu cevapları buldum, ve bunu sizinle paylaşmak benim için bir onurdur.-Nasıl ki bir ayna veya parlak ve şeffaf maddeler özelliğine göre güneşin ışığını ve renklerini yansıtır. Aynen öylede, bir ayna özelliğini taşıyan insan, Allah'ın (cc) isimlerine aynadarlık ederek tüm isimlerinin kendi üzerinde akis etmesinin mümkün olduğunu ve "Allah neden kendinden birkaç tane yaratmıyor" sorusuna işte; böylece aradığım cevap olan "Allah kendi isimlerinin özelliklerini tümüyle yansıtabilecek kabiliyette olan biz insanları yarattığını öğreniyorum. :) Bu yansımaların en iyi neticesi alabilmek için reçeteyi size veriyorum; Allah'ın isimlerini andığınızda o isim sizde akis eder, yansır. Ancak ayna fulü ve bulanık olmasın ki, tüm isimler güneş gibi yansıma yapsın. Bu ise fıtratımızdaki madeni parlatmakla hedefe ulaşılabilir, ve yegane çaresi Yüce yaratıcının (Cemil-i zül-Celal) emrettiklerini yapmak, men ettiklerini yapmamak. ;)Evet Sahabelerimizin ulaştıkları iman mertebelerine gıpta ederek geçirdiğim ömrümde, en nihayet bu emelime ulaştım. Kur'an-ı Kerimin hakiki bir tefsiri olan Risale-Nur bu işimizi halletti. Meğer biz Kur'an dinlediğimiz halde gerçekte tam olarak ne buyurduğunu idrak edemediğimizden imanımız eksik veya tamamlanamamış olduğunu fark ettim. Risale-i Nur okuyan dershaneler her şehirde haftanın her günü okunuyor. Kur'anı Kerim'de toplanan Yaratıcımız sözleri, Türkçe olarak hiç bir zaman bu kadar etkili olmamıştır. Meal değil TEFSİR!Artık aradığımı bulduktan sonra Ahmed Hulusi'nin bedava dağıttığı bilim kurgu tarzında göz boyaması uyarlamasını çöpe attım.Ahmed Hulusi'nin fantezi dünyasına derim ki; Üstadım Bediüzzaman hazretlerinin Risale-i Nur 21. söz, ikinci makam, beşinci vecihde beyan ettiği kaide-i meşhure: "Bir delilden neşet etmeyen bir ihtimalin hiç ehemniyeti yoktur."

Ana Sayfa: -AHMED HULUSİ'NİN HU-MAN TEZİNİ ÇÖPE ATAN MAKALE
Untitled

-BEDİÜZZAMAN'A TEŞEKKÜR
-YAŞASIN RİSALELER
BURSA/GMP- Bursa'da bir vatandaş, Bediüzzaman hazretlerine gıyabında teşekkür etti.İslamiyetin özgürce yaşandığı ülkemizde hidayete erme vesilelerini araştıran bir genç nihayet emeline ulaştı ve formülünü tüm Türkiye'deki vatandaşlarıyla paylaşmak için konuyu haberleştirdi ve basın mensuplarına servis etti.Uludağ'da fotoğrafçılık yaparak geçimini sağlayan bir turizmci, HİDAYET yani Allah-u Tealayı görüyormuş gibi Allah'ın varlığına ve birliğine kanaat getirerek yaşamanın müthiş keyifli olduğunu ve bu Kemalatı tüm insanlarla yaşayabilmek için izlediği yolu basın mensupları ile paylaştı.Umut Asma şöyle dedi; Mesela Rabbimize içimizden dua ediyorduk, evet rabbimizin içten ettiğimiz duaları duyduğuna ve yardım ettiğine inanıyorduk ancak Allah'ın "basir" yani her şeyi gören olduğunu bilmemize rağmen yinede açıktan günahları işlemeye devam ediyorduk. Bu benim kafamda tezat oluşturuyordu. Peki nasıl olmalıydı ki hem dünyadan istifade edip hem Rabbimizin rizasını kazanmak? Bir gün arkadaşım dedi; gel seni derse götüreyim. Dedim ne dersi? Kur'anı Kerimin bir tefsiri olan eski Türkçe Risale-i Nur dinlemeye gideceğiz! O an heyecanlanmıştım, çünkü Kuranı Kerimi meallerden anlamaya çalışıyordum fakat bana İslam GRİ renkte geliyordu. Ayrıca meallerde çok tehditvari cümleler olduğu için müjdelere hasrettim. Derse gittiğim ilk gece 1. söz olan Bismillah'ın anlamını tefsir ediyordu. Aman Allah'ım o nasıl güçlü cümlelerdi öyle. Ben 40 yaşındaydım ve böyle ifadeleri ilk defa işitiyordum. Ruhuma, kalbime ve aklıma öyle mükemmel hitap ediyordu ki, evet tüm benliğimle aradığımı bulmuştum. Böylece derslere devam ettim. Risale-i Nur'un Külliyatından olan 1. sözden 9. söze kadar ve 1. Mektub ve 1. Lema'yı Osmanlı hattından okuyanlardan dinledim. Haftada bir gün 1 saatimi ayırıyordum. ve bu işleyiş 1 yıl kadar sürdü. Bir yılın sonunda hakikat kapıları bana açılmış Hak tealayı bütün Esma'larıyla müşahede etmiştim. Ve Sahabelerimizin Peygamber efendimizden aldığı dersleri dinlediğimizi öğreniyordum.Nasıl ki Muhkem kaleler içerisinde kendinizi güvende hissedersiniz aynen öylede, Hidayet pınarı, bana bu çalkalanan dünyada tam metanet ve tam bir güven verdi. Ve rabbimin bir hadisi kudsisinin timsali münevverini yaşadım, "yani; kulum beni nasıl tanırsa onunla öyle muamele ederim " Evet ben Rabbimi en güzel isimlerle müşahede edip zanlarımı ona göre dizayn ederken Rabbimin tam bir abid kuluna ettiği muameleyi bizzatihi yaşıyorum. (MUTLULUKTAN UÇUYORUM :) )Elhasıl; Bediüzzaman hazretlerinin uğrunda ömrünü cezaevlerinde feda ettiği risaleler (KUR'ANIN TEFSİRİ) meyvelerini verdi, veriyor, verecek ve ben bu Osmanlı Hattından yazılan SÖZLER mecmuası başta olmak üzere dinlediğim dersler ufkumu açtı Rabbimi ve peygamberimi bana hakkıyla tanıttı ve Bediüzzaman Hazretlerinin emekleri, milyonlarca insanlarda olduğu gibi Umut Asma 'da da neşvünema buldu ve daha cennete gitmeden bu alemde cenneti yaşatmaya başladı. ELHAMDULULLAHİRABBULALEMİN, Er rahman, Er rahim.Teşekkürler Bediüzzaman! Teşekkürler; risaleleri sizin ağzınızdan birebir yazan büyük talebe ağbilerimiz. Sizden Allah razı olsun ki bizleri cehennemi bir haletten kurtardınız.Peygamber efendimizi ve Rabbimiz Allah (cc) ı tanımak ne büyük şeref ne büyük saadet..

Ana Sayfa: -BEDİÜZZAMAN'A TEŞEKKÜR
Untitled

-İSA ALEYHİSSELAM GERÇEĞİ
"Âhirzamanda Hazret-i İsâ Aleyhisselâm gelecek, şeriat-i Muhammediye (a.s.m.) ile amel edecek"   meâlindeki hadisin sırrı şudur ki:Âhirzamanda, felsefe-i tabiiyenin verdiği cereyan-ı küfrîye ve inkâr-ı ulûhiyete karşı, İsevîlik dini tasaffi ederek ve hurafattan tecerrüd edip İslâmiyete inkılâp edeceği bir sırada, nasıl ki İsevîlik şahs-ı mânevîsi, vahy-i semâvî kılıcıyla o müthiş dinsizliğin şahs-ı mânevîsini öldürür. Öyle de, Hazret-i İsâ Aleyhisselâm, İsevîlik şahs-ı mânevîsini temsil ederek, dinsizliğin şahs-ı mânevîsini temsil eden Deccalı öldürür; yani, inkâr-ı ulûhiyet fikrini öldürecek.Yani kıyamete yakın insanların Allah'a değil de geçici dünyaya yönelip başka ilahlar edinmeleri inkar-ı uluhiyyettir, yani Allah'ın varlığını kabul edip O'nun Rablığını inkar, yani "yaşamak için yok et" fikri olan Cidal düsturunu ilah edindikleri vakit, elbette Allah büyüktür; Bir Tek İlah Allah olduğunu tüm yeryüzünde ve kalblerde tastik ettirecek seçkin kimseler ile bayrağını gönüllerde, ve göklerde dalgalandırır ve Habibine olan Nur'unu tamamlama vaâdini elbette gerçekleştirir. Peygamber Efendimizin ümmetine gıpta eden İsa Aleyhisselam'ı elbette O"nun ümmetinden olma duasını kabul eder ve bu şerefli görevi ihsan eder ve yeryüzüne hizmet için gönderir.-Tabiatperestlerin kulakları çınlasın!

Ana Sayfa: İSA ALEYHİSSELAM GERÇEĞİ
Untitled

- STOP DEĞİL PAUSE!  BURSA/(GMP)- Dünya hayatının son bulup ileriki tarihler yok mu diye yeğese kapılmamak için ispatlar bir bir geliyor.Örnek 1= Allah Nur'unu henüz tamamlamadı.Örnek 2 = İspat şimdi geldi. Kur'an-ı Kerim'in Mucize olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak henüz elle tutulur gözle görülür bir mucizesine tanıklık etmedik.İşte Risale-iNur talebesi Umut Asma bu konuda yaptığı çalışmasını Türk milletine iftiharla sunar:20 metre yükseklikte ve 50 metre genişlikte siyah bir perde çekilmiş ve biz önünde duruyoruz. Malumdur ki perdenin arkasını göremiyoruz. Şimdi bir adam çıksa gelse ve büyük bir merdiven kursa o perdenin arkasında büyük bir çınar ağacı olduğunu bize söylese ve ve tarif etmeye başlasa ve fotoğraflasa, o ağacın dalından yaprağına gövdesinden polenine kadar her detayı tespit edip Printer'da büyük ebatda 2 ye 5 metrede bassa. Ve biz o resmi incelesek anlariz ki bu fotoğrafçı adam o siyah perdenin bizim göremediğimiz kısmına erişmiş ve oradaki ağacı görüntülemiş. Aynen öylede; Muhammed Aleyhisselatu Vesselam'ın dilinden resm edilen "Dünyanın başlangıcından ta kıyametin sonuna kadar" anlatılan konuların birleştirildiği vahy ile bildirilen Kur'an-ı Kerim'in kainat tablosundaki bizim bu zamanımıza işaret edilen ve o zaman şeridindeki şu anda durduğumuz yeri belirten şu ayet; "Allah Semi-ul Basir" (Allah işiten ve görendir) -  Kuran'ın, kainattan hariç bir zat tarafindan bildirildiği anlaşılıyor ve bunun adına Mucize deniyor. İşte 1 geçmişten 1 gelecekten ayet;"Allah buyurdu: Ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir? (İblis): Ben ondan daha üstünüm. Çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi._Araf Suresi 12. ayet meali_
"Bizi cennete eriştiren Allah'a hamd olsun. Eğer Allah bizi doğru yola iletmeseydi biz kendiliğimizden yol bulamazdık. And olsun ki Rabbimizin elçilerinin gerçeği bildirdikleri bir kez daha kesinlik kazanmıştır" derler._Araf Suresi 146. ayeti meali_

Ana Sayfa: - STOP DEĞİL PAUSE!
Untitled

- CORONA'DAN ÖLENLER CENNETE!
BURSA/(GMP)- Çağın vebası corona COVID -19, bir çağ kapatırken başka bir çağ açıyor.Bir insanın bir insana yaptığı zulüm hakiki zulüm iken; zulme uğrayan masumların akibetini hayra çeviren alemlerin Rabbi Allah (cc) Rahman isminin iktizasi gereği kullarına acıyıp şefkat elini yüzlerinde hissettiriyor.Allah'ın kulları üzerindeki Esma-ül Hüsna'larının tecelli etmesi (görünmesi) için aciz yaratılan insanoğlunun üzerinde, isimlerinin Kadir-i Mutlak bir Rabb olarak yansıtması için gerekli şartları oluşturup, isimlerinin harikalıklarını bu aynalar üzerinde yansıtıyor. Örneğin; acıkma hissini yaşayan kuluna REZZAK ismi ile imdadına koşuyor, bir bebeğe CEMİL ismi ile sarıyor sarmalıyor, bir babaya METİN ismi ile güç veriyor, bir anneye RAHİM ismi ile şefkat dokuyor.İşte; hasta bir insana ŞAFİ ismi ile şifa veriyor. Her derdin bir dermanı olduğu gibi, elbette bu derdin de dermanı var. Ancak; Allah'ın Rabbliğının iktizası (terbiye ediciliğin gereği), hikmeti ne zaman uygun görürse bu devayı o zaman gönderecek. Hikmetinin iktizası gereği, Şafi ismine muhtaç bu zamanın vebasına yakalanan insanlara, Şafi ismi ile muamele etmediğinden onlar fasulyeden sayılarak sorgusuz cennette yerlerini alacaklar inşaallah. Hadis-i Şerifde buyrulduki; deprem, afat, yangın, veba ve boğulma gibi çaresizlikle vefat edenler, Allah'ın merhametine müstahaktırlar.Nasıl ki bir terzi; ücretle bir model tutup onun üzerinde elbise dikip prova yapar. O model, o elbiseyi beğense, fakat terzi başka bir Stil denemek için o elbisenin kollarını kısaltsa; o ücretl tutulan model diyebilirmi ki; sen benim elbisemi neden bozdun? Aynen öylede; zerre miktar yer tutan ruhumuza giydirilen bu beden elbisesini üzerimizde tasarruf sahibi olan Yaratıcı, Esma'larını nakş etmek için kesiyor biçiyor dikiyor. Elbise bozulurda yırtılırsa merak etme sana en yenisini verecek.
_Umut Asma Risale-i Nur Talebesi_

Ana Sayfa: - CORONA'DAN ÖLENLER CENNETE!
Untitled

- MEHDİ PROJESİYLE GELDİ
- İŞTE MEHDİ'NİN GETİRDİKLERİ!
BURSA/-(GMP) Ahir zaman efsanelerinden en popüleri sayılan Mehdi'nin zuhuru, gerçekleşti. Mehdi'nin elinde kılıçla geleceğini bekleyenler ise bu projeyi incelediklerinde O Kılıç'ın Efsane Elmas Kılıç Kuran'ın hakikatleri olduğunu anlayınca maddiyattan maneviyata soft bir geçiş yapacaklar.Peki nedir Mehdi Hazretlerinin getirdikleri? Bildiğimiz Kur'an-ı Kerim mi?-Peygamber efendimiz zamanında çevre beldelerde yaşayan insanlar bir peygamberin tebliğe başladıklarını duymuşlardı. Fetret dönemindeki o insanların fıtratında bulunan bir şeye tapma arzusuna karşılık gelecek bir Mabutları henüz yoktu. Kimileri ise insanoğluna derc edilen bu tapınma hissini tahtadan yaptıkları gösterişli süslü ve bir o kadar da kasvetli, Put denilen yüksek yapılara saygı duyarak gideriyordu. Ancak Akıl denen mekanizma hakiki Mabudu arıyordu.İşte; bakalım yeni peygamber ne getirmiş diyerek Efendimiz Aleyhisselatu Vesselamı ziyaret eden insanlar; karşılarında tamda bu yaralarına merhem olacak bir zatı buldular.Peki ne konuşuyorlardı ki, yirmi dakika Allah'ın Resulunun yanında kalanlar hem Müslüman olarak hem de alim olarak beldelerine dönüyorlardı. Gittikleri yerlerde İslam dinini anlatacak ve en iyi şekilde ifade edip diğer insanlarında imanlarını kurtarmalarını sağlayacaklardı.İşte, Gazeteci Umut Asma bu konuşmaların içeriklerini araştırdı, buldu ve günümüz Türkçesi ile gazetecilikten gelen ifade etme sanatını birleştirdi.Altı bölümden oluşan bir okuma programı ile 20 dakika içerisinde insanların kafalarında bir ışık yakacak ve hakikate pencere açtıracak bu projeyi www.facebook.com/yasamingercegikuran 'i hazırlayan Asma, İlmin Kapısı Peygamberimizin buyurduğu gibi Hazreti Ali'dir. Zülfikar'dan keskin Kılıç, Ali'den büyük yiğit yoktur, dedi.
Ya Rabbi, Muhammed Aleyhisselam ile gönderdiğin İslam Dinini tüm dünyada Aziz ve Hakim kılmak için bizleri de Sahabelerimiz gibi bu davaya asker eyle. AMİN

Ana Sayfa: - MEHDİ PROJESİYLE GELDİ
Untitled

- VE DÜĞMEYE BASILDI.- STARTER DEVREDE!
BURSA/(GMP)- Ölmeden önce ölünüz! hadisi şerifini uygulamayan insanoğlu hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken otomatikman sanal mezara defnedildi.İnsanların bu dünyada neden bulunduklarına dair fikir yürütmedikleri için ölümden sonra Mahkeme-i Kübra kurulup bu dünyadaki var olmasının gayelerine ne kadar dikkat edip ve haddini aştığı vakalardan cezai müeyedelerinin  görüleceği büyük duruşma öncesi insanların iddia makamı dosyalarını tekrar gözden geçirme fırsatı yaratıldı.Ayeti kerimede "Hesap görücü olarak kendi nefsleri yeter" buyrulan bir hakikate dikkat çeken yazar Umut Asma, Peygamber efendimizin ölmeden evvel kendi muhasebenizi yapın ve tevbelerinizi geciktirmeyin mealindeki başta zikr edilen hadisi şerife tam uyum sağlayan mezkur ayet, Ahirette bile kendi hesabını görmeye yeti'si olduğunu bize belirtiyor. İşte bu doğruyu ve yanlışı ayırt edebilen akıl mekanizmasına rehber olarak gelen Furkan, bir insanın üzerinde uygulandığında peygamber efendimizin gölgesi altında mahbubiyete kadar insanı yüceltir. Bu ise 'Habibim' kelimesine yakındır.Alemlere rahmet olarak gelen peygamberimiz, Kuran'ı Kerimi tam hıfz edip tüm ayetlerine mazhar olduğu için, manevi alemdeki görüştüğü Müceddidlere (zamanın anlayışına göre Kur'anı tefsir edenlere) bizzat kendisi ders vermektedir. 12. Müceddid olan Bediüzzaman hazretleri manevi alemde Muhammed Arabi aleyhissalatu vesselam efendimizden bu zaman dilimine bakan ve geniş zamanda yine bu zamanada bakan ayetleri arapca bizzat dinlemiş ve üstün Zekası ve geniş Türkçe kelime hazineleriyle yüksek Türkçe ile bu ayetleri tefsir olarak yazmıştır. Evlerimize hapis olduğumuz şu zaman diliminde önümüze çıkan bu fırsatı değerlendirmek için Dünya ve ahiretimizi tanımak ve muhasabe etmek gerekir. Ancak televizyonun ülkemize girdiği 80li yıllardan itibaren zihnimizi başka şeylerle meşgul edip bu dünyada neden bulunduğumuzu unutturdular.İşte Risale-i Nur talebesi Umut Asma, peygamber efendimiz tarafından bizzat bu zaman dilimine bakan ayetleri dinleyip tefsirini yazan Bediüzzaman hazretlerinin eserlerinden istifade ederek yazdığı makale Güncel haberleri tüm Türkiye milletine hediye ediyor.Ölmeden evvel muhasebe yapalım, ancak ilk önce aydınlanalım; Rabbimiz kimdir? Bizi neden yaratmış? Bizden ne istiyor? Habibim dediği peygamber kimdir? Konsept ne? Elimizde ne var ne yok bunları tartmak için ilk önce doğru tartacak bir tartı gerekir. Umut Asma, bu tartıları doğru terazi etmek için geliştirdiği 6 makaleden oluşan okuma programını, Allah'a ve ahiret gününe inananlara istifade etmeleri için takdim eder. --> www.facebook.com/mehdialeyhisselamingetirdigihakikatler(Abdestli olmayı unutmayınız)

Ana Sayfa: - VE DÜĞMEYE BASILDI.- STARTER DEVREDE!
Untitled

-MEHDİ KİM?
BURSA/(GMP)- Ahir zamandaki gelmesi beklenilen Mehdi'nin kim olduğu konusunda görüş bildiren Risale-i Nur talebesi Umut Asma son noktayı koydu.Asma şöyle dedi; İlk önce mehdi ne demektir onu bilelim! Mesela acıktın; Allah sende Rezzak ismi ile tecelli edip seni doyuruyor. Çalışacaksın değilmi? Metin ismi sende tecelli buluyor. Örneğin bu isimlere, mesela Rezzak Esmasına mazhar olmuş tok bir adam 100 metreden belli olur ki, mutludur. Metin Esmasına mazhariyeti olan kişi ise kuvvetlidir, yevmiyesini hak eder.Aynen öyle de; Allah'ın "Hadi" yani hidayete erdiren ismi tecelli eden bir insan hidayete ermiş demektir. Yani dosdoğru yol olan Sırat-ı Müstakim'de sarsılmaz bir metanetle hedefine doğru yürür. İşte bu Hadi Esmasına mazhar olan zat, tıpkı karanlıkta ay ışığının yolumuzu aydınlatması gibi; Rabb'inden aldığı Hidayet ışığını etrafina yansıtır. Eğer en az bir kişinin hidayete ermesine vesile olursa; hak ve hakikat olan Kuran-ı Kerim ayetlerinin NUR'uyla, işte O kişi Mehdi ünvanını alır. Bu sebeble; Abdül Kadir-i Geylani, Said-i Nursi gibi Mehdi olan zatlar, ömürlerinde bir çok kişinin hidayete ermelerine vesile olmuşlardır. Ancak; Büyük Mehdi ünvanını alabilmek için ahir zaman beklenilmiş. Çünki insanlar çoğalacak, nüfus artacak ve Mehdi Aleyhisselamın müşteri portföyü gelişecek, en son O gelip parsayı götürecek. (Mükafat sevabı İmana ve Kur'ana hizmet edenlerin havuzuna dökülecek) İşte, dünyada insanların çoğalıp bu zeminin hazır hale gelmiş olması, elbette haklı olarak Mehdi Aleyhisselamı beklemenin heyecanı yaşanıyor.Peki Mehdi Aleyhisselam ne gibi bir iş yapacak ve insanlar hep birden toptan İmana gelecekler? Sihirli değnekle mi? Hayır!İlk önce şunu bir bilelim ki; Çağrı filmini birçoğumuz izlemiştir. Hatırlayacaksınız: Peygamber Efendimizin yüzünü göstermiyor ancak konuştuğu kişilerin yüzüne sanki bir ışık çıkarıyormuş gibi saçma bir mizansen yapılmış. Elin ecnebisinin hayali nerede yetişecek ki Peygamber Efendimizi temsilen böyle abartılı bir kurgu yapmış ve Müslümanların peygamberi böyledir diye lanse etmiş. Aklı bozulmamış her insan der ki; Madem böyle yüzünden nur saçıyor neden itiraz edenler oldu? Evet O (s.a.v.) normal bir insan idi. Her daim başında bulut yok idi. Sadece ve sadece Hak olan ve Kelamullah denilen Allah'ın bildirdiği beyan ile insanları celb etti. Tıpkı; Bediüzzaman Hazretlerinin, hakiki bir Kur'an tefsiri olan Risale-i Nur ile hakikati bildirmesi gibi. Kezalik; Bediüzzaman hazretlerinin bir talebesi olan Ahmed Hüsrev ve Onun talebesi Hacı baba Beytullah Adiloğlu ve Onun talebesi Ali Çelik ve silsilenin son ucu olan Risale-i Nur Talebesi Umut Asma, kendisinin Allah'ın ihsanı ve ikramıyla hidayete erdiğini ve HADİ esmasının kendi üzerinde en parlak yansıtabilmesi için, Sosyal Medya üzerindeki ülke geneline ve her kullanıcıya ulaşmak için çalışmalarını tamamladı.Mehdi kim? İŞTE; UMUT ASMA, BU MESLEĞE KENDİNİ BİLEYEN BİR VATANSEVER. - O OLMASAM DA, O YOLDA ÖLÜRÜM..

Ana Sayfa: -MEHDİ KİM?
Untitled
Ana Sayfa: - Eğer bu bir askerlikse işte KOMUTAN!
Untitled

- GAZETECİ UMUT ASMA, FETULLAH GÜLEN'İN KAFASINI KESE KAĞIDI GİBİ PATLATTI.
PENSİLVANYA/(GMP) Fetullahçı Terör Örgütü elebaşısı Fetullah Gülen'e Malikanesinde hücre hayatı yaşatan hakiki Risalei Nur Talebesi Umut Asma; yalancı mehdiyi perçeminden nasıl yakaladığını anlattı.Umut Asma; Ahirzaman Efsanelerinden en şöhretli hadisenin "ALLAH NUR'UNU TAMAMLAYACAKTIR" Ayeti Kerimesinin gerçekleşip Allah'ın Habibine olan vaadinin tahakkukunda kendisininde yer alacağının keşfinin ardından, HAKİKAT SİLİNDİRİ altında ezilecek olan şarlatan Ahmed Hulusi ve Fetullah Gülen'in ezilmelerini beklemeden 'hakikat silindirinin' önüne atlayıp önden tekme tokat dalarak bu ikiliyi bir manada marizledi.Asma; geçmişten günümüze gelen geçen tüm Mehdi ùnvanlarını taşıyan Abdulkadiri Geylani, Muhiddini Arabi ve Saidi Nursi gibi mübarek zatların manevi alemdeki irşad edicisi HAZRETİ ALİ RADIYALLAHU ANH ile kendisininde görüştüğünü ve efsanevi Deccal ve Süfyan'ın ZÜLFİKAR Kılıcıyla nerede ve ne zaman boyunlarının vurulduğunu gördüğünü ve bu konuyu bilinçli kafirler Hulusi ve Gülen'e önden servis edip kalan zamanlarını acılaştırarak, ayrıca fiziki olarak da ' Andrey Karlov Suikastı sıfatıyla' Feto'nun kellesini Rusların önüne atıp bu lanetlinin kanı Zülfikar'ı kirletmemesi için Fetö Terör örgütün içine bodozlama daldı.Muhiddin-i Arabi Hazretlerinin beyanında; Ahir Zamandaki gelecek Büyük Mehdi'nin fiziğinde iki Pamuk Beyazı işaretinin vücudunda bulunacağını belirterek ve mahrem yerindeki bu izin ancak öldükten sonra ölü yıkayıcıların görebileciği kaidesiyle, BU HAYATIN SONLANDIĞI ve BİZE YAŞADIKLARIMIZIN GÖSTERİLDİĞİ hakikatini keşf eden Risale-i Nur Talebesi Umut Asma; şüphesiz ki "Allah katında bu hayat sonlanmış herkes ceza veya mükafatlandırılmaktadır" tespitinden sonra; kendisinde bir Özgüven bir "Enerji Patlaması" yaşadığını ve Allah'ın Zatına bizzat düşmanlık eden Ahmed Hulusi ve Fetullah Gülen'i HAİN olduğunu deklare etmek ve bu ikisinin açtığı çıkmaz yol ile; hakikati arayan insanları çıkmazdan kurtarıp  ebedi cehenneme düşmeden kendilerine CAN SİMİDİ atmak için Hasbunallahivenimelvekil diyerek "bu enerjisini" kullandığını sözlerine ekledi.Ahir zamanla ilgili merak edilenleri bir başlık altında toplayan Risale-i Nur Talebesi Umut Asma sözlerine şöyle devam etti: Zaman odalarında Hazreti Ali'yi (r.a) izlerken bir detay kafama takılmıştı şöyle ki; bir balo salonunda Deccal Ahmed Hulusi'nin sol omuzundan çapraz sağ kolunun altına doğru dahil başı tek hamlede kesilmesine rağmen; BAŞI HALA GÖVDESİNİN ÜZERİNDE DURMAKTAYDI. Oysa ki Süfyan Gülen'in kellesi hemen yere düşmüştü. Sonra anladım ki tüm ilimlerin kapısı ve Mehdilerin İmamı Hazreti Ali'nin bu sponte gibi gelişen estantene'de bana ifade etmek istediği, Deccal'ın Kellesinin kesilmesine rağmen yerinde duruyor olması; Deccal Hulusi'nin öldükten sonra dahi hala fikirlerinin ayakta duracağı ve Hulusi'nin bu sapkın ve yalan olarak gösterdiği, insanların kendilerini  kendilerine taptıran saçma TEK'lik safsatası, (ebedi cehenneme düşürücek; Allah vardır gayrı yoktur saçmalığını ve Vahtedül Vücut mizansenini) elhasıl; ÖTEDE ÖNÜNDE KÜRE SİZİ İZLEYEN BİR TANRI YOK diyerek DECCAL'IN ORTAYA ATTIĞI ÇENGELE TAKILANLARI EBEDİ CEHENNEME MÜSTEHAK EDECEK FİKİRLERİ; MERYEM OĞLU İSA PEYGAMBER ÖLDÜRECEK.Ha; Feto mu? Albert Einstein'ın ünlü bir pozundaki gibi, yere düşen kellesinde Onun dili zaten dışarıdaydı.
_Umut Asma Risale-i Nur Talebesi_
"TEK ALLAH O'DUR Kİ; HER YARATTIĞINA ŞAMİL'DİR"

Ana Sayfa: - GAZETECİ UMUT ASMA, FETULLAH GÜLEN'İN KAFASINI KESE KAĞIDI GİBİ PATLATTI.
Untitled

-DECCAL VE SÜFYAN
Allah'a şahsen düşmanlık eden Deccal şu anda yeryüzünde ve insan olarak hayattadır. Peki ne yapacak bu et ve kemik giymiş iblisin atası Deccal? Buradan Allah'a taş mı fırlatacak? Hayır...Deccal'in amacı; Allahu Teala'nın o çok değer verdiği ve her an rızıklarla besleyip merhamet ettiği kullarını; empoze ettiği fikir ve düşüncelerle cehenneme müstahak hale getirmektir. Araf suresi 16. ayetinde ki bahs edilen «Öyleyse, dedi (şeytan), beni azdırmana karşılık and içerim ki, ben de onlar(ı saptırmak) için senin dosdoğru yolunun üstünde oturacağım.» diyen iblis (deccal) geldi ve Allah'ın dosdoğru yolu üzerine oturdu.Taktik? Şeytanın taktiği aslında sadece telkindir. İbadete üşenen insanları kandırır. Evet insanoğlu böyledir. Hem Allah'ı severim beni yarattı bana türlü nimetler verdi der, ama hesabı ödemeye gelince yan çizer. İşte bu zayıf tarafından yakalanan insanlar, Deccalın tuzağına düşmeye adaydır.Araf Suresindeki iblisin Deccal olarak gelmesi: O iblis şu an insan suretinde (AHMED HULUSİ) ve insanlara; Allah'ın nasıl bir varlık olduğunu kurnazca öyle bir şekilde tarif ediyor ki; kişi kendisinin Allah'ın bir parçası olduğuna inanıyor. Ve böylece kişi, kendisinin Allah'ın zatına bizzat ortak olduğuna inanıyor, kabul ediyor ve aksini reddediyor. Ve böylece cehenneme müstahak hale geliyor. (Şirk).Peki Mehdi nasıl bir icraat gercekleştiriyor? Deccal, hakikati arayan insanları şeytani bir planla buluyor, topluyor ve tam onları cehenneme atacak fikirleri benimsetmeye çalışırken Mehdi hazretleri geliyor ve o tuzağa düşmüş insanlara Hak ve Hakikati en anlaşılabilir biçimde bir ifade ile sunumunu gerçekleştiriyor. İnsanların birbirleri ile haberleştikleri İnternet vasıtasıyla Mehdi Aleyhisselamın bildirdiği Kur'an hakikatlerini Risale-i Nur Talebesi Umut Asma yeni nesillere aktarıyor.SONUÇ; Deccal şeytanlığını yapıyor, Mehdi, Kur'an Talebesi olarak Mehdiliğini yapıyor. Yani Deccal'in sol gözüne parmağını sokuyor. Mehdi, Allah'ın HADİ (hidayet veren) ismine aynadarlık yaparken, Peygamber efendimizin Mehdi ile alakalı hadisi şerifleri bu şekilde tahakkuk ediyor. Allahumme salli ala seyyidine Muhammed.Süfyan; (FETULLAH GÜLEN) İslam dini içerisinden çıkacak ve İslamiyete zarar verecek şahıs anlamına geliyor. Bu kişi ise Kur'an-ı Kerimin bir tefsiri ve Mehdi aleyhisselamın kâl'ası olan Risale-i Nur'u, kendi şahsi çıkarları için kullanıp bununla birlikte gerçek hakikati arayan insanların önünü kesmek için (Risale-i Nur'u kendi adıyla özdeşleştirmesiyle) risalelerden uzaklaştırma görevini bizzat teröristbaşı Fetö lakaplı Fetullah Gülen yapıyor. Feto kimdir? Deccal ve İblisin vücut bulduğu insşeytanı Ahmed Hulusi'nin devşirmesidir. Ahmed Hulusi ve Fetullah Gülen taktik amaçlı birbiriyle alakalı değilmiş gibi İslamiyete iki koldan saldırıyorlar.SONUÇ; Her iki şahıs yaptıkları büyük hamlelerle İslamiyete zarar veriyor gibi gözükse de aslında Mehdi Aleyhisselam'ın bu iki kafadarın kafalarını ve fikirlerini ezerek, insanlığın kemaline (Asr-ı Saadet) hedefine yürüyor.Silsile; Allah/Peygamber 's.a.v'/Bediüzzaman/İsa aleyhisselam/Umut Asma..Allah raiyetperverdir. Raiyetini sever.

Ana Sayfa: -DECCAL VE SÜFYAN

O çok aldatıcı (şeytan), Allah’a karşı bile (inanç ve ibadet hususunda) sizi aldattı. _Hadid Suresi 14. ayeti_
Çünkü Rabbin elbette gözetleme mevkiindedir. (Her an kullarını görüp gözetendir.) _Fecr Suresi 14.ayeti_

Untitled
Ana Sayfa: EY INSAN LAR! RESULLULLAH'IN ZİKR ETTİĞİ DECCAL İŞTE BUDUR.

İletişim

05323366591

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

Ana Sayfa: İletişim

©2021, The_Muhammed_Mehdi_ 

bottom of page